Dost Kazanma Sanatı
İnsani ilişkilerde, insanları birbirlerine yaklaştıran, onları samimi bir dost, candan bir arkadaş hâline getiren birtakım altın kurallar vardır:
Birinci Kural:
Arkadaşlarınızı, dostlarınızı, yakınlarınızı tenkit etmeyiniz.
Çünkü insani ilişkilerde tenkit çok tehlikeli bir kıvılcımdır. Başkalarını suçlamak, tenkit etmek yerine, onları anlamaya çalışmak, çok daha faydalıdır. Bu yol, tenkitten çok daha tesirli ve yapıcıdır. İnsanlar arasında sarsılmaz bir sevgi, kardeşlik, dostluk, arkadaşlık, hoşgörü, nezaket ve zerâfet olması, insanların birbirini durmadan tenkit etmesiyle değil, anlamaya çalışmasıyla mümkündür.
İkinci Kural:
İnsanları takdir ediniz, onlara önemli bir kişi olduklarını hissettiriniz, onlara yalana kaçmadan iltifatta bulununuz.
Unutmayınız ki, insanlardaki en önemli duygulardan biri de, önemli olma arzusudur. Samimi bir takdiri, bir iltifatı hangimiz istemeyiz?
İyi insan olmak isteyen fakat bir türlü fırsatını ve ortamını bulamayan insanların, küçük de olsa iyi yönleri varsa, bu yönlerini kuvvetlendirmeleri için onların yüzüne karşı iltifat etmek daha faydalı olur. O kişinin takdir edilmesi kendine olan güveni artıracak "demek insanlar iyi yönlerimin de farkına varabiliyorlarmış" diyerek, daha iyi olmaya gayret edecektir.
Üçüncü Kural:
İnsanlara karşı gülümseyiniz. Yüzünüzü ekşitmeyiniz.
Şimdi kendinize şu soruyu sorunuz: Daima mütebessim ve etrafına huzur veren insanlarla mı muhatap olmak istersiniz, yoksa çevresine sürekli negatif enerji yayan , hep asık suratlı ve her an patlayacakmış gibi gezinen insanlarla mı yaşamak istersiniz?
Dördüncü Kural:
İnsanlara karşı cömert olunuz. Küçük menfaatlere tenezzül etmeyiniz. Cömertlik ve eli açıklık en önemli vasıflarınızdan biri olsun. Bu sizi asla fakir yapmaz ve sizin iktisatlı yaşamanıza bir eksiklik getirmez. Bir çay içirmekle, bir yemek yedirmekle çok gönüller fethedebilirsiniz; bir çay içirmekten kaçarak, insanlar arasında pinti diye anılmakla da çok insanı kaçırabilirsiniz.
Beşinci Kural:
İnsanlardan selâmı esirgemeyiniz.
Selâmla girdiğiniz bir yerde ve bir toplulukta size karşı olan peşin hükümler ve kötü bakışlar birden değişecek ve ortalık yumuşayacaktır. İnsanların gerilimi ve atmosferin sıkıntısı rahatlamaya dönüşecektir. Kırıcı konuşma yapmaya hazırlananların süngüleri düşecektir.
Altıncı Kural:
İnsanlara karşı açık ve doğru sözlü olunuz, fakat bu sizin her doğruyu, hem de katı ve kırıcı bir üslûpla söylemenizi gerektirmez.
İnsanlara karşı ikiyüzlü davranmayın, açık ve net olarak düşüncelerinizi yumuşak ve sakin, mümkünse mütebessim bir şekilde söyleyiniz. Söyleyecekleriniz arkadaşınızın küçük düşmesine sebep olacak bir davranışı ise ve onun pişmanlığını hissettiniz ise söylemeyin. Eğer bu kötü davranışını düzeltmesini istiyorsanız, kimsenin olmadığı bir yerde onu üzmemeye ve kırmamaya çalışarak, hattâ özür dileyerek ikaz etmeye bakın.